İçerik Performans Değerlendirmesi
Onedio'da yayınlanan ve okuduğumda ilgimi çekmiş olan Tarihin Tozlu Sayfalarında Yer Edinmiş Acı ve Karanlık Bir Hikaye: Radyum Kızları adlı içeriği yeni medyada içerik üretimine dair kullanılan metodolojiler yönünden ele alalım.
Metin Yazımı
Öncelikle metin fikir yönünden ilgi çekici. Tarih sever kitleye hitap eder gibi görünse de, konusu itibariyle aslında herkesin ilgisini çekebileceğini düşündüğüm bir mesele. Her ne kadar Onedio içerik editörü tarafından bir başka blog yazısından alıntılanmış olsa da, metnin kendisi araştırılarak kaleme alınmış. (kalem mi!) Bahsi geçen saat fabrikasının yükselişini dönemin arka planını da kısaca özetleyerek, konuyu zamanında fabrikada çalışmış olan Mae Kaene üzerinden hikayeleştirerek günümüze getirmesi yazıya sürükleyicilik kazandırıyor. İnternet ortamı için uzun bir yazı olmasına rağmen açıkçası ben okurken zorlanmadım ve heyecanla sonunu getirdim. Hikayeye dair kafamızda soru işareti bırakmayan metinde özellikle, firmaya açtığı davanın uzamasından yakınan fabrika çalışanı kızın “Eğer 250.000 doları kazanırsam cenazeme bir sürü gül alabilirim, değil mi?” sözleri çok çarpıcıydı. Ve elbette yine Onedio'dan ayrılmamızı istemeyen Onedio editörü kaynakça haricinde herhangi bir linkleme kullanmamıştı. Fakat nihayetinde çağdaş bir nükleer felaket görmeyen bizler o hep söylenen nükleer maddelerin insan vücuduna neler yapabileceğini bu yazıyla beraber daha iyi anlamış olduk.
Fotoğraf Kullanımı
Şahsen vakanın 1. Dünya Savaşı bitimini takip eden yıllarda gerçekleşmesi sebebiyle aslında döneme ait bu kadar fazla fotoğraf beklemiyordum. Ancak editörden Google'a "eski fabrika siyah beyaz retro" yazıp bulduğu görselleri bize saat fabrikası diye kaktırması da beklediğim bir şey değildi. Açıkçası insan ilk bakışta insana odaklandığı için fotoğrafın aslında bir tekstil atölyesine ait olduğunu dikkatli baktıktan sonra görüyor. Editörümüzün bu haince hareketinden sonra diğer görsellere de elbette şüpheyle yaklaşıyoruz. Neyse ki bir iki tane gerçekten saat fabrikasına ait olduğu anlaşılabilen fotoğrafımız var. Bunun dışında Mae Kaene ablamızın yaşlılığını en güzel şekilde fotoğraflayıp yazıda kullanmaları da ekstra point. Koymasalardı ben merak edecektim ne oldu o ablaya diye. Bunun dışında fosforlu saat fotoğrafı da her ne kadar bu markaya ait değilse de, okurken fosforlu saat nasıl bir şey ki diye düşünenler için faydalıdır, iyi bir şeydir. Metin-fotoğraf uyumluluğu için pek de iyi diyemesek de fotoğrafların ışık performansı dönemine göre oldukça iyi. Özellikle 1, 4 ve 5. fotoğraflarda boş alan ve üçler kuralı gibi teknikler de fark ediliyor.
İnfografik Değerlendirmesi
İktisadi Kalkınma Vakfı'nın İnfografiklerle Türkiye Serisi'nden Türkiye'de Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine dair şu infografiği metodolojik olarak incelememiz gerekirse eğer - ki gerekiyor- genel olarak ortalama bir istatistik infografiğiyle karşılaştığımızı söyleyebilirim. Fazla çaba harcanmamış, hikaye anlatma kaygısı gütmemiş, grafiklerin zaten özünde bulunan anlatımsal kolaylık dışında bir kolaylık sunulmamış. Hatta kullanılan grafikler de olayı anlamaya çalışan kişinin önüne "anlamasın" diye konulmuş gibi. Bırakın 5N1K'yı kullanılan dünya haritası haricinde, sorulara cevap vermekten çok soru işareti bırakan bir infografik örneği. Kullanılan renk ve tipografilerin yanlış seçimi zoomlamadan anlaşılamayan bir infografik ortaya çıkarmış. Raporu özetleme ve alt başlık seçiminde başarılı olup, okuyucuyu yönlendirebilmiş ancak derdini anlatmada eksikleri bulunan bir görselleştirme çabası olmuş.